Esere değil kimliğe bakanlar... Kim bu ödül lobileri

Son örnek, Türkiye’deki ödül tartışmalarını yeniden başlattı. “İddia” olarak verilen haber yalanlanınca Musa Anter Ödül Jurisi verdiği ödülü geri geçti. Öte yandan benzer ödül krizi Necip Fazıl Kısakürek ödüllerinde de yaşandı. Jüriler ödülleri belirlerken gerçeğe, edebiyata bakmak yerine isimlerin kim ve hangi kurumda olduklarına baktı. Bu durum, TGC’nin 2010 yılında Odatv’ye verdiği ve FETÖ’nün kumpası sonrasında gerekçe hatırlatmayarak çektiği ödülü hatırlattı.

Esere değil kimliğe bakanlar... Kim bu ödül lobileri

Bianet’ten Evrim Kepenek 8 Eylül tarihinde “Beylikdüzü'nde 2 yaşındaki çocuğa istismar iddiası” başlıklı bir habere imza attı. Haberde Beylikdüzü Devlet Hastanesi'ne, 6 Eylül'de “Balkondan düştü” denilerek getirilen 2 yaşındaki çocuğun vücudunda cinsel istismar bulgularına rastlandığı iddia ediliyordu.

Bianet’in ulaştığı hastane raporlarından birinde “çocuğun balkondan düşme” şikâyetiyle hastaneye getirildiği belirtilirken, ön otopsi raporunda “çocuğa tecavüz edildiği yönünde kuvvetli bulgular” yer aldığı öne sürüldü.

Acil Tıp Uzmanı doktora dayandırılan haberde doktor şunları söylemişti:

“Çocuk hastaneye getiriliyor, ailesi ‘balkondan düştü’ diyor. Buna göre çocuğa ilk müdahale yapılıyor. Ardından detaylıca bakıldığında 2 yaşındaki çocuğun vajinal bölgesinde ve popo kısmında yırtıklar görünüyor.”

ÖDÜL VERİP GERİ ÇEKTİLER

Haberin üzerinden henüz 10 gün geçmişti.

Musa Anter Ödül Komitesi “Beylikdüzü’nde 2 yaşındaki çocuğa istismar iddiası” başlıklı habere “Türkçe Haber Dalı”nda Birincilik Ödülü verdi.

Çocuğun ölümüyle ilgili Adli Tıp Kurumu'nda yapılan incelemeler sonrası yayınlanan raporda, çocuğun ğun “Yüksekten düşme sonucu meydana gelen beden travması ve iç kanama” nedeniyle öldüğü belirtildi ve çocuğun cinsel istismar ya da tecavüze uğradığına ilişkin bulgu olmadığı tespiti yer aldı.

KOMİTE ÖDÜLÜ GERİ ÇEKTİ

Musa Anter Ödül Komitesi Adli Tıp Kurumu raporu sonrası Evrim Kepenek’e verilen ödülü geri çekti.

Musa Anter Ödül Jürisi'nden konuya ilişkin yapılan açıklama şöyle:

“Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri'nin 29. yılında ‘Türkçe Haber’ dalında birincilik ödülüne, Bianet'ten Evrim Kepenek’in ‘Beylikdüzü’nde 2 yaşındaki çocuğa istismar iddiası’ haberi değer görülmüştü.

Demirören Haber Ajansı'nın ‘Adli Tıp Kurumu raporu iddiaları doğrulamadı’ haberi üzerine, ödül kriterleri açısından süreci izleme gereği ortaya çıktığı için, jüri ödülü geri çekme kararı vermiştir.

Türkçe Haber Jürisi, ismi verilmeyen bir doktor beyanı ve acil servis raporunun varlığına ilişkin dip not eşliğinde yapılan haberle ilgili karar verme sürecinde ‘detaylı değerlendirme ihmalini’ kabul etmektedir.

Jüri, özetlenen sürecin ardından bu yıl Türkçe Haber Dalında ‘Birincilik’ ödülü verilmemesini kararlaştırmıştır.”

Musa Anter Ödül Komitesi’nin Evrim Kepenek’e verdiği ödülü geri çekmesi üzerine gazetecilerden Kepenek’e destek mesajları verildi.

Özetle bir çocuğun tecavüze uğrayarak balkondan aşağı atıldığıyla ilgili “iddia” düzeyinde bir haber yapılmış, bu habere 10 gün içerisinde Musa Anter Ödül Komitesi önce ödül verip sonra geri çekmişti. Komitenin “iddia” düzeyindeki habere verdiği ödülü geri çekmesine ise gazeteciler tepki göstermişti.

FETÖ-İKTİDAR KUMPASINDA ODATV’DEN ÇALINAN ÖDÜL

Ödülle taçlandırılmak, bir eserin ve yazarın başına gelebilecek en güzel final. Ödülü kimin hak ederek aldığı ya da hangi kurumdan nasıl ilişkilerle sunulduğuna bakılınca güzelliği de kaybolabiliyor

1937 yılında “Kuyucaklı Yusuf”u yazan Sabahattin Ali, Cumhuriyet döneminin yobazlık ve laiklik çatışmaları üzerinde dönen ve yazılan diğer romanlarından ayrılarak, hak ve adalet kavramlarının köy romantizmi ile birleşmesinden doğan bir isyan öyküsünü kaleme aldı. Bu yüzden halkı askerliğe karşı soğutmaktan ceza aldı. Bugün için edebi şaheser sayılan “Kuyucaklı Yusuf”a, egemen güçler açısından bakıldığında yerlere çalmak mümkün.

2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kucaklayan Orhan Pamuk için, ''Türkler 1 milyon Ermeni öldürdü' cümlesini kurmadan önce ödül konusunda adı geçiyor muydu?” tartışmalarını yıllardır duyuyoruz.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), 2010 Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri’nin “İnternet Gazeteciliği” dalında Odatv’ye verilen “başarı ödülü”nü askıya aldığında sebebin ne olduğu tam olarak açıklanmadı. O dönem FETÖ-İktidar işbirliği ile Odatv’ye kumpas kurulmuş ve yöneticileri cezaevindeyken TGC ödülü geri çekmişti.

Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde yer alan, “yargı kararı kesinleşmedikçe, bir sanık suçlu ilan edilmemelidir. Haber ve yorumlarda suçluymuş gibi değerlendirmeler yapılmamalıdır” kuralını bizzat TGC ihlal etti.

HABERE DEĞİL, İDEOLOJİYE ÖDÜL

Konjonktüre ve esen rüzgara göre dağıtılan ödül yelpazesinde, İskender Pala' nın iktidara yakın durduğu ve imam hatipli olduğu için ''Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'' aldığı yorumları da bir başka tartışmayı beraberinde getirmişti.

2021 Sedat Simavi Gazetecilik Ödülleri' nde teamül ve kuralların dışına çıkılarak, daha önce Musa Anter Gazetecilik Ödülleri' nde ödül kazanmış olduğu halde yarışmaya girerek tekrar ödül alan Diken muhabiri Canan Coşkun' un yarattığı infial unutulmadı. Diken'in sahibinin, Sedat Simavi' nin torunu Harun Simavi olması sadece bir detay ve tesadüf müydü?

Ne yazık ki bu konuda tartışmaya açık duran fazlasıyla malzeme birikmişken, habere değil, ideolojiye göre yönelime giren ödül dağıtıcı kurumlar hep hedef olmakta.

AYNI MANZARA NECİP FAZIL ÖDÜLLERİNDE

6 dalda 7 ödül verileceği açıklanan Necip Fazıl Kısakürek ödülleri; Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Turan Karataş, Dr. Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun'dan oluşan jüriyle, Türkiye'nin edebiyat ve düşünce dünyasında önemli yeri olan adayları belirlemek üzere bir araya geldi.

İktidara yakın duran Star Gazetesinin dağıttığı ödüllerin kazananlarına bakıldığında “yine bir şey değişmedi” dedik.

Edebiyat dünyasında klikler, gruplar, kümelenmeler ve hatta çeteleşmeler olduğu çok açık. Peki bu polemik ve şaibe deryasında namusu ile haber yapan, kalem oynatanlar ve edebiyata gönül verenler nereye göre yazmalı? Yoksa kalemi mi asmalı?

Özlem Kalkan – Ersin Eroğlu

Odatv.com

odatv bianet Medya basın