Siyasetteki renkler

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) milletvekilleri siyasi çalışmaların dışında farklı hobileriyle dikkat çekiyor. CHP milletvekili şarkı söylerken, MHP milletvekili hayvanat bahçesinde aslan yavrusu besliyor. İYİ Parti Genel Sekreteri ise renkli çoraplarıyla ilgi odağı.

Siyasetteki renkler

Hürriyet gazetesinden Hande Fırat bugünkü yazısında TBMM'de milletvekillerinin hobilerini yazdı.
İşte o yazdı:

Ciddi suratlarıyla hep bir şeyler anlatıyorlar, bir bakıyorsunuz bağırıyor, birbirlerine giriyor, kavga ediyorlar. Bazen seslerini öyle yükseltiyorlar ki eğer televizyonun karşısında iseniz sesini kısıyorsunuz. Sonra sokaklarda görüyorsunuz, el sıkarken, oy isterken... Siyasetçiler... Gerçekten siyaset arenasında göründükleri kadar griler mi? Bazıları hiç değil. Resim yapan, şarkı söyleyen, bağlama ile blues çalan, spor yapan, griyi neşeli çorap giyerek kırmak isteyenler var. Sizi takım elbiseli siyasilerin kıpır kıpır, rengarenk iç dünyasında iki günlük bir yolculuğa çıkarıyorum... İki ayrı yazı ile hiç bilmediğiniz yönleriyle karşınızda olacaklar.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (CHP Bursa Milletvekili)
‘BİR DALGALI BİR DURGUN DENİZ GİBİYİM’

Ve bir gün bir kadın siyasetçi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kendisini şarkılarla ifade etmeye karar verdi. “Everyway That I Can” ile “Dar Hejiroke”yi seslendirdi. Meclis de kamuoyu da şaşırdı. Nurhayat Altaca Kayışoğlu, CHP’nin Bursa Milletvekili. Hep türkü dinlenen bir evde büyüdü. Üniversite yıllarında Erkan Oğur ve Bülent Ortaçgil dinledi. Şimdi o söylüyor hem de TBMM’de:
* Çocukken Pertek’teki evimizin bahçesinde yazın yeğenlerimle bütün gün türkü söylerdik.

* Eskisi kadar çalamasam da bağlama ve klasik gitar çalabiliyorum.

* Bizim doğduğumuz coğrafyanın müziklerinde yaşanmışlıklar vardır. Bu nedenle okuduğunuz, dinlediğiniz türkünün, şarkının nerede, ne zaman ve hangi ortamda söylendiği de önemli oluyor.
* Hislerim, o an içinde bulunduğum duruma göre de şekilleniyor. Sahnede, bir müzikalde söylerken, kendimi o sahneyi yaşarken buluyorum. Örneğin ‘Keşanlı Ali Destanı’nda Zilha’nın şarkısını söylerken Zilha oluyorum. ‘Böyle mi geçecek ömrüm?’ diye isyan ediyorum. Bir gecekondudan zenginlere seslenip ‘Neyim eksik sizlerden?’ diyorum. Nevvare’nin şarkısını söylerken Nevvare oluyorum. “Bir dalgalı bir durgun deniz”e dönüşüyorum.
* Meclis kürsüsünde türküleri söylediğimde yasaklara karşı özgürlüğü savunan bir insan hakları savunucusu oluyorum, kızıma türkü söylerken annelik duygusunu sonuna kadar yaşıyorum. Yalnız başıma söylerken notaların hücrelerimle bütünleştiğini hissediyorum.

MECLİS’TE NASIL TÜRKÜ SÖYLEDİ?

* Korona günlerinde gece müzik yasağı getirilmişti. Bununla ilgili Meclis’e verilen bir araştırma önergesi üzerine o haftaki nöbetçi Grup Başkanvekilimiz Engin Altay, bu araştırma önergesinde konuşmamı istedi. Hatta o hafta “Görkemli Hatıralar” programında Hilmi Yarayıcı’nın söylediği Cemo türküsü nedeniyle Halk TV’ye ceza verildiği için türkü söylememi önerdi.

* Bunun üzerine Dadaloğlu’ndan ‘Ferman Padişahın Dağlar Bizimdir’i söyledim. Sonrasındaki dönüşlerden anladım ki sayfalarca konuşsaydım, bu türkü kadar etkili olmayacak ve istediklerimi sözle bu kadar net ifade edemeyecektim.
* İkinci kez Meclis’te türkü söylediğimde ise Aynur Doğan’ın konseri yasaklanmıştı ve grup toplantımızda o gün Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Gönül Yarası’ filminden bahsederek, Dar Hejiroke türküsünün anlamını okumuştu. Genel kurul açılınca ülkemizin Eurovision’da temsil edildiği ve birinci olduğu Everyway That I Can ile Dar Hejiroke’yi seslendirdim. Sonrasında dört bir yandan ve her siyasi görüşten gelen tebriklerle yine sanatın gücünü hissettim. Hatta birisi bana ‘30 yıldır anlatamadığımız duyguları 50 saniyede anlattınız’ demişti.

YÜCEL BULUT (MHP Tokat Milletvekili)
BENİM SESSİZ DOSTLARIM

MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut sessiz dostlara sevgisiyle ön planda. Çocukluk yıllarından beri kedilerle büyümüş. Eşi Daye Hatun Bulut da bu sevgisinde hep yanında. Kedileri Minti ile 5 yıldır birlikteler. Yücel Bulut fırsat buldukça soluğu Ankara İncek’te bulunan özel hayvanat bahçesinde alıyor, sevgisi kedi ve köpeklerle sınırlı değil.

* İncek’teki hayvanat bahçesinde hayvanları besliyorum. Geçtiğimiz günlerde, annesinin yanına gönderilecek bir yavru ayıyı biberonla besledim. Bir de kaplan yavrularını ve aslan yavrusunu sevdim.
* Biraz tedirgin edici olsa da her canlının yavrusundaki masumluk bu vahşi dostlarda da var. Ama bunların doğal yaşam alanlarında yaşamalarının en sağlıklı olacağı düşüncesindeyim.
* Türkiye’nin en büyük ihtiyacı bir doğal yaşam alanı. Hayvanların her türlü ihtiyacını karşılayabileceği, gerçek anlamda şeffaf, denetlenebilir, yetkin ve hayvansever personelden oluşan çok büyük bir doğal yaşam alanına ihtiyacımız var.

SABRİ ÖZTÜRK (AK Parti Giresun Milletvekili)
ÖNÜNDE TUVALİ ELİNDE FIRÇASI MECLİS’İN RESSAMI

AK Parti Giresun Milletvekili Sabri Öztürk’ün çocukluğundan beri peşinden koştuğu bir düş, resim. Çocukluk yıllarında başlamış resim yapmaya hâlâ devam ediyor; önünde tuvali, elinde fırçası:

* Çocukluk yıllarımın rengi, ışığı, sıcaklığı hâlâ içimde yaşar. O anıların derin izleri vardır resimlerimde.
* Bana ‘Neden hep kış resimleri yapıyorsun?’ diye soruyorlar. Ben köyde doğmuşum. Bir orman köyü olan Pınarlar’da. Sarının, turuncunun, yeşilin, mavinin her tonunun alabildiğince uzandığı Karadeniz’in şirin bir köşesidir burası. Renkleri, sesleri, mevsimleri burada tanıdım. Baharı, güzü, yazı, kışı burada yaşadım. Bizim oralarda kışlar uzun sürerdi. Çocukluğumun kış aylarını çok özlerim. Bu yüzden kış resimlerini çok severim. O resimlerde, sizlerin kış gördüğü yerde benim çocukluğum vardır.
* Hâlâ kar yağınca çocuklar gibi sevinir, kendimi sokağa bırakırım.

* Sanatı hayatımızdan çıkardığımızda her şey yavan kalır.

UĞUR POYRAZ (İYİ Parti Genel Sekreteri)
NEŞELİ ÇORAPLAR KOLEKSİYONCUSU

Son yılların modası ve bir anlamda mutluluğu neşeli çoraplar. Rengarenk, farklı ve komik desenlerde. Kadınlardan daha çok erkekler tercih ediyor. Ankara’ya ise renk getiriyorlar. İYİ Parti’nin pantolon askılarıyla dikkati çeken Genel Sekreteri Uğur Poyraz aslında bir “neşeli çorap koleksyoncusu...” Üstelik gri Ankara’da, siyasetin göbeğinde neşeli çoraplar giyiyor. Ona en çok İYİ Parti Lideri Meral Akşener takılıyor:

* Milletime saygımdan başım öne eğiktir.

* Başımı öne her eğdiğimde gülümseyebileceğim bir şey görmeyi seviyorum.

* Bana en çok Genel Başkanımız Meral Akşener takılıyor. Ama aslında o da neşeli çoraplara alışık. Kendi yeğenleri de neşeli çorap giymeyi tercih ediyor.

Odatv.com